İnsan akleden, düşünen ve yeryüzünün halifesi olma niteliğiyle diğer varlıklardan üstün bir konumda yaratılmıştır. Söz konusu bu nitelikleriyle o, dünya yaşamını düzenlemekte, üretmekte ve yaşam kalitesini yükseltmeye sürekli çaba göstermektedir. İnsan düşünme ve üretme yeteneğinin yanı sıra hayatta kalmayı ebedi bir yaşam sürmeyi de arzu etmektedir. Bu arzusunu öteki âlemde yaşamın devam edecek olması onu hayata bağlamaktadır. Bu yaşamın her ne kadar yeri mekânı değişecek olsa da insan için önemli olan bir şekilde hayatın devam etmesidir. Ölümü sadece bu dünyadan ayrılış olarak addeden insan için ayrılış safhasından itibaren nasıl bir yaşam süreceğini nelerle karşılaşacağını hatta tüm insanlık için yaşamın sonlanacağı ana ilişkin olaylar da merak konusu olmuştur. Ölüm sonrası inançlar kabir, kabir azabı, kabir sorgusu, kıyamet, kıyamet alametleri, ahiret, cennet, cehennem, sırat, şefaat gibi ölüm sonrasıyla ilgili Kur’an’ın açıklamaları ve hadislerden faydalanılmış olmasına rağmen oldukça farklılık arz eden ya da Kur’an’la uyumlu olmayan yorumlar da yapılmıştır. Ölüm sonrası ile ilgili bu inanç ve teolojik temellerin nasıl ve ne şekilde olduğuna yer verilecektir.